Normal Efsanesi
Gabor Maté – Normal Efsanesi
Günlük hayatta en çok duyduğumuz telkinlerden biri şudur: “Normal ol.” Bu ifade, görünüşte uyumlu bir yaşamın anahtarı gibi sunulur. Oysa Gabor Maté, bu kitabında “normal” kavramının bir yanılsama olduğunu ortaya koyar. Toplumun normal diye dayattığı şey, çoğu zaman ruhsal sağlığın değil, bastırılmış acının göstergesidir. İnsanların çocuklukta görülmeyen, duyulmayan ihtiyaçlarını inkar ederek kalıplara uymaya zorlanması, yetişkinlikte kronik stres, bağımlılıklar, bedensel hastalıklar ve ilişki çatışmaları olarak geri döner.
Maté’nin en güçlü katkısı, bu sorunları yalnızca bireyin kişisel hatası gibi görmemesidir. Ona göre modern toplumun yapısı (rekabetin kutsanması, sürekli performans baskısı, parçalanmış aile yapıları, hızla tüketilen ilişkiler) ruhsal yaraların yeşermesi için verimli bir zemin oluşturur. Bu nedenle psikolojik sıkıntıları “kişisel irade eksikliği”ne indirgemek, buzdağının yalnızca görünen kısmına bakmak demektir.
Kitapta en sarsıcı bölümlerden biri, “normal”in maskesini düşürmesidir. İşkoliklik, duyguların bastırılması, sürekli güçlü görünme çabası… Toplum tarafından övgüyle karşılanan bu davranışların çoğu aslında sağlıklı olmaktan uzaktır. İnsan, toplumun beklentilerini karşıladıkça alkışlanır ama iç dünyasında derin bir yalnızlık ve tükenmişlik birikir.
Maté, klinik deneyimlerinden, bağımlılıkla mücadele eden danışanlarının hikayelerinden ve nörobilimsel araştırmalardan beslenerek bu tabloyu görünür kılar. Ona göre iyileşme, yalnızca bireyin değil, toplumsal yapıların da dönüşümünü gerektirir. Şefkatli ilişkilerin, bağ kurmayı önceleyen aile ve eğitim sistemlerinin, daha insancıl iş ortamlarının inşası olmadan bireysel terapi çabaları eksik kalır.
Normal Efsanesi, okuyucuya rahatsız edici ama özgürleştirici bir soru yöneltir: Gerçekten “normal” olan nedir? Bu soruya verilen dürüst cevap, hem bireysel farkındalık hem de toplumsal değişim için yeni bir başlangıç olabilir.