İnsanların Oynadığı Oyunlar

Eric Berne – İnsanların Oynadığı Oyunlar

Bir arkadaşınızla kavga ettiğinizde, partnerinizle aynı tartışmayı defalarca yaşadığınızda ya da iş yerinde hep aynı çatışmalara sürüklendiğinizde bunun sadece “şanssızlık” olduğunu düşünebilirsiniz. Oysa Berne’e göre bu, tesadüf değil. Hepimiz farkında olmadan belirli “oyunları” oynarız. Bu oyunlar, çocuklukta öğrenilmiş kalıpların yetişkin hayatımıza sızmış ve görünmez biçimde tekrar eden sahneleridir.

Berne’in geliştirdiği Transaksiyonel Analiz, insan iletişimini üç temel benlik durumu üzerinden açıklar: Ebeveyn, Yetişkin ve Çocuk. Gündelik konuşmalarımızda bu üç rol arasında geçiş yapar, çoğu zaman farkında olmadan belli kombinasyonlara saplanırız. İşte bu kombinasyonlar, Berne’in “oyun” adını verdiği tekrar eden dinamikleri doğurur.

Kitapta onlarca tanıdık örnek vardır: “Baksana Sen Ne Yaptın”, “Beni Kurtar”, “Evet Ama”… Hepimizin gündelik hayatta defalarca şahit olduğu ve içine çekildiği senaryolar. Bu oyunlar, kısa vadede bir duygu boşalımı ya da gizli bir tatmin sağlar ancak uzun vadede ilişkilerde güveni, yakınlığı ve açıklığı aşındırır.

Berne’in asıl katkısı, bu görünmez döngülere bir isim ve dil kazandırmasıdır. “Oyun” kavramı bir küçümseme değil; insan ilişkilerini çıplak gözle görebilmemizi sağlayan bir analiz aracıdır. Bir tartışmayı “oyun” olarak tanıyabildiğimizde, onun içine çekilmeden farklı bir tepki verme şansımız doğar.

İnsanların Oynadığı Oyunlar, yalnızca psikoterapi literatüründe değil, günlük hayatında daha sahici bağlar kurmak isteyen herkes için hala güncelliğini koruyan bir klasik. Okuyucuya şu farkındalığı kazandırır: İlişkilerdeki döngüler kader değildir; fark edildiğinde değiştirilebilir.

Önceki
Önceki

Gölgeyle Buluşma

Sonraki
Sonraki

Felsefe Aracılığıyla Düşünme